Uzay, insanoğlunun dikkatini tarihin ilk çağlarından itibaren çekmiş ve bu konuda çalışmalar yapmasını teşvik etmiştir. Yapılan bu çalışmalar insanlığı teknolojik açıdan her zaman daha ileriye taşımıştır. İlk teleskobun icadından günümüzde kullandığımız son derece gelişmiş teleskoplara kadar tüm bu gözlem araçları, uzayı daha iyi keşfetmemize olanak sağlamıştır. İnsanlık, teleskobunu, kara gecelerde, yüksekliği binlerce metreyi aşan yerlere koymuş, bununla yetinmeyip Hubble Uzay Teleskobu ‘nu Dünya’dan yüzlerce kilometre yükseklere, James Webb Uzay Teleskobu ’nu ise yaklaşık 1,5 milyon kilometre yükseğe yerleştirmiştir.

Bu denli gelişmiş teleskoplar insanlığın ufkunu çok daha fazla genişletmiştir. İnsanların, sadece gezegenlerin uydu olabileceği fikri yanlıştır. Uydu, aslında herhangi bir gezegenin etrafında dönen cisim olarak tanımlanır. Bu tanıma göre Hubble Uzay Teleskobu da James Webb Uzay Teleskobu da birer uydudur.

Uzay’da sadece teleskoplar değil farklı farklı ülkelerin yerleştirdiği uzay istasyonları da mevcuttur. Bunlardan bazıları Skylab, Salyut, Uluslararası Uzay İstasyonu gibi çok büyük keşiflere olanak sağlamış, çok fazla astronotun uzayda uzun süreli kalabilmesine olanak tanımıştır. Uydu olarak bu saydığımız uzay istasyonlarının tamamı örnek olarak gösterilebilir.

Uzay istasyonlarına ve teleskoplara ulaşım yine insanlığın geliştirdiği çok güçlü araçlar olan uzay araçları aracılığı ile yapılmaktadır. Uzay araçları çok güçlü itiş gücü üreten motorlara sahip, boyları metrelerce yüksekliğe ulaşan gelişmiş araçlardır. Yer çekimine karşı koyarak çok büyük hızlarda uzaya doğru yol alan bu uzay araçları, tarihte çok büyük kazalara karışmış, uzaya çok miktarda enkazlar yaymışlardır. Uzayda oluşan bu tarz kazalar, çağımızın yeni nesil kirliliği olan Uzay Kirliliği kavramını ortaya çıkarmıştır. Uzayda oluşan bu kirliliklerin hızları saniyede 15-20 km hızlara kadar ulaşabilmektedir. Uzaydaki kirliliğin nedenleri sadece bunlarla kalmayıp, astronotların uzayda unuttukları aletlerden tutun da kullanım ömrünü tamamlamış uydu parçalarına kadar çok geniş bir yelpaze içerisinde sayılabilecek artıklar uzayda kirliliğe neden olan artıklar arasında sayılabilir.
İnsanlığın uzay macerası boyunca uzayda çok fazla kaza tehlikesi atlatılmıştır. Oluşan kazalar da uzaya çok daha fazla kirlilik yayılmasına neden olmuştur. Kazalar, bilim insanlarını bu konuda çok daha fazla dikkatli olmaya iterken bir yandan da oluşan bu enkazların geri toplanmasının yollarını düşündürmüştür. Başka gezegenlerde yaşam bulma çalışmalarında uydu ve uzay aracı enkazlarının oluşturduğu tehlikeler, bizim karşımıza kendi elimizle kendimize karşı oluşturduğumuz engeller çıkarmaktadır. Uzayın doğal çöpleri olan meteoritlerin oluşturduğu tehlikeler bu kadar fazlayken, kendimizin oluşturduğu kirlilikleri temizlemek üzerimize düşen büyük bir sorumluluktur. Bu yönde yapacağımız çalışmalarla hem insanlığın gelişimi konusunda kendi yolumuzu açmış olacak hem de kirletmediğimiz bir yer olarak en azından uzayı örnek olarak gösterebileceğiz.
Ömer Faruk KARAOĞLU