Sürdürülebilir Kalkınma için 17 Küresel Hedeften biri olan “İklim Eylemi” iklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acilen eyleme geçmeyi amaçlar. Mücadelenin sürdürülebilir olması için farkındalık kazanmak önemlidir. İklim değişikliği konusunda bilgilendirmek ve farkındalığı artırmak için bu yıl da AB Bilgi Merkezleri koordinasyonunda İklim Eylem Haftası düzenlendi. Biz de Çevre Çalışmaları Akademisi olarak AB Bilgi Merkezleri ve Konya Sanayi Odasının organize ettiği 12 Kasım 2020 günü gerçekleşen “İklim Benim, Değişeceğim!” etkinliğindeydik.
Finlandiya’nın Ankara Büyükelçisi Ari Maki, Meteorolog Bünyamin Sürmeli (Havayı Koklayan Adam) ve Çevre Çalışmaları Akademisi Kurucumuz Dr. Zerrin Savaşan etkinlikteki konuşmacılardı. Hem bilgilendirici hem de motive edici bu etkinliğin özetini sizler için hazırladık.
İlk konuşmacı olan Sayın Maki, konuşmasında Finlandiya’nın BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini gerçekleştirmede iyi gittiğinden bahsetti. Finlandiya birçok hedefe şimdiden ulaşmış durumda. Ancak, iklim krizi, tüketim ve üretim alışkanlıkları, biyolojik çeşitlilik ve kalkınma iş birliği için finansman seviyesi gibi konular Finlandiya’yı zorlamakta. Tüm bu zorluklara rağmen Finlandiya diğer Kuzey ülkeleriyle karşılaştırıldığında sürdürülebilir kalkınma konusunda en üstlerde yer alıyor. Çevre konusunda etkin yasama ve yürütmeye sahip olan Finlandiya yeşili ve yenilenebilir enerjiyi artırma konusunda kararlı. Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, bir konuşmasında Finlandiya’yı 2030 yılına kadar sosyal, ekonomik ve ekolojik olarak sürdürülebilir bir topluma dönüştürme hedeflerinden bahsetmiştir. Sayın Maki, düşük-karbon salınım hedefinin ancak uzun soluklu iklim politikaları ile gerçekleşebileceğine dikkat çekerek konuşmasını sonlandırıyor.
İkinci konuşmacı Bünyamin Sürmeli, “iklim değişikliği insanoğlunun ürettiği etik ve ahlaki bir sorundur” diyerek başlıyor konuşmasına. Konuşmasına “Çağımızın hastalığı aşırı tüketim ve israf. Üretilen gıdaların üçte biri çöpe gidiyor. Yalnızca yiyecek israfının önüne geçersek iklim krizi son bulacaktır” diyerek devam ediyor. Tüketimin yanı sıra üretim aşamasında da harcanan tonlarca su ve karbondioksit salınımı çevremiz için büyük tehdit oluşturuyor. Kontrolsüz karbondioksit salınımı dünyanın çok hızlı ısınmasına yol açıyor. 150.000 yıl içinde gelinmesi gereken ısıya 150 yıl içinde ulaştık. Ve artık dünyamız alarm vermeye başladı. Sibirya’da buzullar hızla erimekte. Buzulların erimesi afet seviyesinde hava olayları yaşanmasına yol açıyor ve açmaya devam edecek. Ayrıca donmuş buzulların erimesi toprak altında donmuş vaziyette bulunan daha önce keşfedilmemiş virüs türlerini açığa çıkıyor. Ve bu virüsler sağlığımızı tehdit ediyor. Sayın Sürmeli iklim değişikliği ile mücadele için yapabileceklerimizi; aşırı tüketimin ve israfın azaltılması, yüksek teknoloji ile yüksek performanslı üretimin geliştirilmesi, yenilenebilir enerjinin desteklenmesi ve yeni nesillerin bu konularda bilinçlendirilmesi şeklinde özetlemiştir.
Üçüncü konuşmacı Dr. Zerrin Savaşan iklimle mücadelenin hukuki ve siyasi yönlerinden bahsediyor konuşmasında. Bir şeyin çok bilinmesinden ziyade doğru bilinmesinin daha önemli olduğunu vurguluyor. Çünkü doğru bilinen konularda doğru tedbirler alınabilir. Bu nedenle iklim adaleti, iklim krizi ve iklim eylem planı gibi konuları doğru anlamalıyız. “Uluslararası İklim Değişikliği Rejimi” krizle mücadelenin hukuki zemini oluşturmakta. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi altında 1997 yılında imzalanan Kyoto Protokolü 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Kyoto Protokolü’nün 2020 yılında sona ermesi sebebiyle de 2020 senesinde Paris İklim Anlaşması yürürlüğe girmiştir. Kyoto Protokolü kapsamında birçok ülkenin sera gazı azaltma taahhütlerini gerçekleştiremediği bir gerçektir. Bu nedenle Paris İklim Anlaşması, baskı oluşturmamak ve bu mücadeleyi gönüllülük esasına dayanarak yürütmek adına ülkelerden taahhüt istemez ve her ülkenin kendi 5 yıllık katkı beyanını sunmasını bekler. Dr. Savaşan konuşmasında hukuki olarak Paris İklim Antlaşmasından çekilen ABD’ den ve Madrid’de düzenlenen Son Taraflar Konferansından da bahsetmiştir. Bilinçli, örgütlü ve iş birliği içinde olan tüm çabaların iklim kriziyle mücadelede önemini vurgulayan Dr. Savaşan gelecek nesillerin haklarını korumak için herkesin payına düşeni yapmasını söylüyor. (Akademi kurucumuz Dr. Zerrin Savaşan’ın konuşmasının tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz.)
“İklim Benim, Değişeceğim!” etkinliğini organize eden AB Bilgi Merkezleri ve Konya Sanayi Odasına ve tüm saygıdeğer konuşmacılara teşekkür ediyoruz. Sürdürülebilir bir dünya için “Sen Sana Düşeni Yap!”.
Elif Beyza Atik