Yer yüzeyi yakınlarında zehirli bir kirletici olan ozon (O3), üç tane oksijen atomunun
birleşmesinden oluşur ve stratosfer tabakasında yaşamsal önem
taşır. Ozon, gökyüzünün mavi renginin ana sebebidir ve sıvı hâlde lacivert renge dönüşür.
Atmosferin üst katmanlarında UV ışınları, alt katmanlarında yıldırım çakması sonucu
oluşan elektrik akımının oksijeni parçalaması ile oluşan ozon, havanın temizlenmesinde çok
önemli bir rol oynamaktadır. Atmosferi oluşturan azot (%78), oksijen (%21) ve karbondioksit
vb. gibi temel gazlara göre oldukça düşük oranda bulunan ozon hem iklimi etkilemekte hem de
yer yüzeyindeki canlıların korunmasında önemli rol oynamaktadır. Ozon özellikle, oksijenle
birlikte güneşten gelen ultraviyole ışınlarının büyük kısmını stratosfer tabakası içerisinde
emmekte ve bu ışınların yer yüzeyine kadar ulaşmasını önleyerek yakıcı etkisini de yok
etmektedir. Atmosferdeki ozonun yaklaşık %90’ı yeryüzünden itibaren 10-40 km. arası
yükseklikte ve stratosfer tabakasında bulunur. Bu bölgedeki ozonun özelliği; tüm canlı
varlıkları, doğal kaynakları ve tarımsal ürünleri olumsuz yönde etkileyen ultraviyole (UV)
ışınlarını absorbe etmesidir. Ozon tabakasının bu işlevi hayati açıdan çok önemlidir çünkü UVB ve UV-C ışınları ölümcüldür. Bu ışınlardan bazıları ultraviyole ışınlar olarak adlandırılır. UV
ışınları aynı karakteristiklere sahip olmadıkları ve canlılar üzerindeki etkilerinin farklı olması
sebebiyle UV-A, UV-B ve UV-C olmak üzere üç kategoriye ayrılır.
Şekil 1. UV-A, UV-B ve UV-C ışınlarının yeryüzüne ulaşması.
• UV-A: En yaygın ve sağlığımız için en az tehlikeli olan ışınlardır. Ozon tabakası bu
ışınların geçmesine izin verir.
• UV-B: UV-A ışınlarından daha tehlikelidir. Bu ışınların büyük bir kısmı, ozon tabakası
tarafından engellenir.
• UV-C: Diğerlerine kıyasla en zararlı tehlikeli ışınlardır. Morötesi ışınlar içerisinde canlı
vücuduna en büyük zararı veren ışınlar UV-C ışınlarıdır. Ozon tabakası bu ışınların
neredeyse tamamının yeryüzüne ulaşmasını engeller.
Bütün UV ışınları deri ve gözlerimize nüfuz edebilir ve sağlık problemlerine yol açabilir. Ozon
tabakası kalın olduğunda sadece UV-A ışınları ile UV-B ışınlarının bir kısmı bize ulaşabilir.
Bu durumda sağlığımız nispeten korunmuş olur. Ozon tabakası bozulduğunda (inceldiğinde)
UV-A, UV-B hatta bazen UV-C ışınları bize ulaşabilir ve bu durumda sağlığımız olumsuz
yönde etkilenmiş olur.
Ozon molekülleri atmosferde bulundukları yere göre farklı karakteristik özellikler gösterirler.
Stratosfer tabakasındaki ozon canlılar için yararlı olup, buna karşılık dünya yüzeyinde yakın
atmosfer tabakasında (troposferde) bulunan %10 oranındaki ozonun yıkıcı etkisi
bulunmaktadır. Ozon yoğunluğunun ultraviyole ışınlarını tutma görevini yapamayacak kadar
azalması “ozon tabakasının delinmesi” olarak adlandırılmaktadır. Ozon tabakasının incelmesi
sonucunda; UV-B radyasyonu artmakta ve insanların bağışıklık sistemleri zarar görmekte,
görme bozukluğuna ve deri kanserine yol açmaktadır.
Yeryüzüne yakın ozon tabakası, güçlü radyasyon ve yüksek hava sıcaklıkları ile birlikte artar.
Ozon gazı, mukoza zarlarını tahriş edebilir veya solunum yollarını hassas hale getirebilir.
Özellikle astım gibi solunum yolu hastalıkları olan insanlar buna yatkındır. Polen alerjisi olan
kişilerde iklim değişikliğinin etkilerinden etkilenir. Ilıman sıcaklarla birlikte artık polen sezonu
uzadı. Saman nezlesi olan kişiler polenlere daha uzun süre maruz kalır ve bu nedenle burun
akıntısı ve sulu göz gibi semptomları daha uzun süre yaşar. İklim değişikliği sonucunda pek
çok bitki yüksek oranda polen üretir bu da polenlerin çoğalmasına ve alerjik şikayetlerin
artmasına neden olur. İklim değişikliğiyle beraber bazı enfeksiyon hastalıkları da ortaya
çıkabilir. Sivrisinek ve kenelerin taşıdığı hastalıklar gelişebilir. Uzayan ve aşırı sıcak yaz
mevsimi yüzünden sivrisineklerin ve kenelerin coğrafi bölgeleri değişebilir. İnsanlar ısınan
havalarla birlikte açık havada daha çok vakit geçirir. Böylece sivrisinek veya kene tarafından
ısırılma ihtimalleri yükselir ve bunların taşıdığı hastalıkları kapma riski de artar. Sivrisinek ve
kenelerden korunmak, enfeksiyon hastalıklarını önlemektedir. Özetlemek gerekirse; İklim
değişikliği, insan sağlığına olumsuz etkileri beraberinde getirir. İklim değişikliği yükselen
sıcaklıklarla kendini göstermektedir. Sıcaklık, kalp ve dolaşım sistemine zarar verir. Ayrıca UV
ışınları yükselir ve insanların açık havada vakit geçirmesi ile güneş yanığı, cilt kanseri ve görme
sorunları oluşma riski yükselir. Sıcaklık ve güçlenen güneş ışınlarının etkilediği ozon gazı
mukoza tabakasına ve solunum yollarına zarar verir. Bu yüzden en çok, solunum yolu hastalığı
olan insanlar etkilenir. Uzayan polen sezonu ve yabancı bitkilerin artan polen üretimi saman
nezlesi şikayetlerini uzatır ve şiddetlendirir. İklim değişikliğiyle beraber enfeksiyon hastalıkları
da ortaya çıkabilmektedir.
Ozon tabakasının incelmesinin ana sonucu yeryüzüne daha fazla UV ışınının (özellikle çok
tehlikeli olan UV-C) ulaşmasıdır. UV ışınları güneş yanıklarına, deri kanserine sebep olabilir,
gözlere zarar verebilir (katarakt) ve insanlarda bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden
olabilir. Bilindiği gibi bağışıklık sistemi hastalıklara karşı koymamızı sağlayan bir sistemdir.
Bu sistem zayıfladığı zaman hastalıklarla savaşma yeteneğimiz de zayıflamış olacaktır.
UV ışınları sadece sağlığımızı etkilemekle kalmaz çevre üzerine de olumsuz etki yapabilir.
Tarımsal üretimi azaltabilir, ayrıca deniz besin zincirini bozarak balık nüfusunu etkiler.
İnsanlar üzerindeki etkileri; Cilt üzerinde, melanom (ileri seviye deri kanseri), melanositik
olmayan temel deri kanserleri, güneş yanıkları, kronikleşen güneş zararları, fotodermatoz (ışığa
duyarlı ciltte meydana gelen bozukluklar). Bağışıklık siteminde, zayıflama ve enfeksiyondan
etkilenebilirliğin artması. Koruyucu bağışıklık etkisinin azalması ve gizli kalmış virüs
enfeksiyonlarının etkileşmesi. Göz sağlığı üzerinde ise, ışık etkisi ile kornea kızarıklığı ve
kornea iltihabı. İklim kaynaklı kornea rahatsızlıkları, gözün iris, kirpik veya koroid kısmında
görülen ileri seviye kanser vb. birçok hastalığa sebebiyet verir. UV ışınlarının insan sağlığına
etkileri (WHO web,2012).
Bitkiler üzerindeki etkileri; Aşırı UV-B hemen hemen bütün yeşil bitkilerin büyüme
süreçlerine mani olur. Nitrojen kullanan bitkilerin gelişimleri, artan UV-B radyasyon tarafından
bozulur. Ozona hassasiyet bakımından bitki türleri arasında geniş bir varyasyon görülmektedir.
Yüksek ozon konsantrasyonları yaprağın deforme olmasına ve tipik olarak üst yüzeyde
beyazımsı lekelerin oluşmasına neden olmaktadır (Müezzinoğlu, 2003). Bölgesel ölçekte,
görünür yaprak zararları, büyümede azalma ve ormanların azalmasına neden olur (Emberson,
2003). Geniş yapraklı bitkilerde kloroz, beyazlaşma, bronzlaşma, lekelenme, beneklenme ile
tek ve iki yüzlü nekroz gibi net belirtiler görülür. Koniferlerde uç nekrozu, lekelenme ve
beneklenme en yaygın belirtilerdir (Kley ve ark., 1999). Yüksek O3 konsantrasyonlarına bağlı
olarak bitkiler stomalarını kapatıp gaz değişimini engellemektedir. Böylelikle fotosentez
azalmakta ve neticede verim düşmektedir. Genel olarak yapraklarda oluşan zararlar verimi
doğrudan etkilemektedir. Ozon konsantrasyonu bahçe bitkilerinde tür ve hatta çeşide göre
farklılık göstermekle birlikte, bitkilerin metabolik faaliyetlerini önemli ölçüde değiştirmektedir
(Temple ve diğ., 1990). Çiçekli bitkilerde ozon, çiçek oluşumu ve gelişimini engellediği gibi
döllenme esnasında polen tozlarının çimlenmesini ve polen oluşumunun gelişimini de olumsuz
yönde etkilemektedir (Wolters ve Martens, 1987).
Su Kaynakları ve Su Hayatı Üzerindeki Etkileri: Okyanus yüzeyi yakınlarındaki hayat
ultraviyole ışınlarının zararlarına karşı çok hassastır. Artan UV-B radyasyonun; besin
zincirinde balinalar ve insanlarda dahil büyük balıklar, kuşlar ve memeliler tarafından tüketilen
küçük balıklar için temel yiyecek maddesi olan planktonların büyüme oranlarına mâni olduğu
ve fotosentezi zayıflattığı görülmüştür. Özellikle deniz kestanelerinin duyarlı türlerinde
DNA’da öldürücü zararları ortaya çıkmıştır.
Hayvanlar Üzerindeki Etkileri ; Çoğu hayvan türleri UV-B’ye karşı kalın derileri ve deri
pigmentasyonu nedeniyle insanlara nazaran çok daha fazla korunmaya sahip olmalarına rağmen
bazıları artan UV-B’den etkilenebilirler. UV-B evcil hayvanlarda insanlarda görülenlere benzer
kanserlere neden olur. Gözler ve vücudun UV’ye maruz kalan pigmentsiz kısımları çok daha
fazla risk altındadır. Cilt tümörleri inekler, keçiler, koyunlar, kediler ve köpeklerde; göz
tümörleri atlarda, koyunlarda, domuzlarda ve sığırlarda gözlenmektedir.
Endüstriyel Materyaller Üzerindeki Etkileri: UV ışınlara maruz kalmak başta plastik olmak
üzere belirli endüstriyel materyallere zarar verebilir. UV deki ufak bir artma bu materyallerin
dayanıklılığını azaltır ve kullanım ömürlerini kısaltır. Plastik; stadyum koltukları, halatlar,
evlerin cepheleri ve seraları üzerindeki şeffaf örtü de dahil pek çok değişik amaç için dış
dünyada kullanılmaktadır. Bunlar üzerindeki UV zararları kolaylıkla görülebilir. Örneğin; dış
yüzeylerdeki plastik kolaylıkla kırılabilir, sararır ve zamanla çatlaklar oluşur.
UV ışınlarının yüksek miktarları; havada bulunan kirleticiler arasındaki kimyasal
reaksiyonları hızlandırarak kentsel hava kirliliğinde bir artışa neden olabilir. Birçok kırsal alan,
aşağı seviye rüzgarlarıyla şehirler ve endüstriyel alanlardan taşınan kirleticilerden en az kentler
kadar etkilenebilmektedir. Kentsel duman ve yer seviyesindeki ozon, kaynaktan uzak
mesafelerdeki ormanlara ve tarlalara da zarar verebilir. Artan hava kirliliği özellikler astım
hastaları ve yaşlılara ciddi zararlar verebilir.
Gülsu FINDIK
Kaynakça
https://www.mgm.gov.tr/genel/ozonveuv.aspx?s=3#:~:text=Ozon%20b%C3%BCt%C3%BCn%20y%C4%B1l%20boyunca%20ekvator,ise%20tropopoz%20y%C3%BCksekli%C4%9Fi%
20ile%20belirlenebilmektedir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ozon
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ozonosfer
https://gesund.bund.de/tr/ozon-ve-saglik#sinirlar-ve-gelisim
https://www.who.int/
Müezzinoğlu, A. (2003). Hava Kirliliği ve Kontrolünün Esasları. Dokuz Eylül Yayınları, İzmir.
Emberson, L.D. (2003). Air pollution impacts on crops and forests: an introductıon. Ashmore,
M.R., Emberson, L.D., Murray, F.M. (eds.) Air Pollution impacts on crops and forests: A
Global Assessment, Imperial College Press. London, Bölüm 1, 3-29.
Kley, D., Kleinmann, M., Sanderman, H., Krupa, S. (1999). Photochemical oxidants; state of
the science. Env. Pollut. 100: 19-42.
Temple P. J., Jones T. E., Lennox R. W., Yield loss assesments for cultivars of broccoli, lettuce,
and onion exposed to ozone, Environ. Pollut., 1990, 66-4, 289-299.
Wolters J. H. B., Martens M. J. M., Effects of air pollutants on polen, Bot. Rev., 1987, 53-3,
372-414.
https://www.kimyaegitimi.org/sites/default/files/kuresel_isinma_projeleri/probleme_dayali_o
grenme_modeli/ozon_tabakasi.pdf